Kolombiya Hakikat Komisyonu Nihai Raporunda İnsan Hakları İhlalleri

Kurulması 2016’nın Kasım ayında Kolombiya devletiyle FARC-EP (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri-Halk Ordusu) arasında imzalanan barış anlaşmasında kararlaştırılan Kolombiya Hakikat Komisyonu, ya da tam adıyla Hakikatin Açığa Çıkarılması, Birlikte Yaşam ve Tekrarlamama Komisyonu (La Comisión para el Esclarecimiento de la Verdad, la Convivencia y la No Repetición) üyelerini 2017’nin Kasım ayında seçti ve 2018’in Mayıs ayında çalışmalarına resmi olarak başladı. Görev süresi üç yıl olarak planlanan Komisyon, COVID-19 pandemisi nedeniyle görev süresinin uzatılmasıyla toplamda dört sene gibi bir süre faaliyet göstermiş oldu. Bu süre zarfında 30 binden fazla insanla 14 bin mülakat yapıldı, kamu kuruluşlarına, özel kurumlara ve toplumsal hareketlere ilgili konularda 1000’in üzerinde rapor yazdırıldı. Bu bilgilere dayanan nihai rapor toplamda 10 ciltten ve bir beyannameden oluşacak. 61 sayfalık beyanname, Komisyon raporunun en önemli cildi olarak görülen 895 sayfalık Bulgular ve Öneriler cildi ve tanıklıkların derlenmesinden oluşan 514 sayfalık Tanıklık cildi raporun kamuoyuna tanıtıldığı gün yayımlanmıştı. 5 Temmuz 2022’de geriye kalan sekiz ciltten biri olan, çatışmanın çocuklar üzerinde etkisini konu alan 294 sayfalık cilt, 7 Temmuz’da da sürgünlere dair yazılan 428 sayfalık cilt yayımlandı. Bundan sonra yayımlanacak yedi cildin konuları şunlar olacak: 1) çatışmanın 60 yıllık tarihi, 2) insan hakları ihlalleri, 3) iç çatışmanın köylüler üzerindeki etkileri, 4) çatışmanın mağdurlar üzerindeki etkileri, 5) çatışmanın etnik boyutu ve 6) çatışma döneminde kadınların ve LGBTİQ+ bireylerin tecrübeleri.

 

Bu yazıda Bulgular ve Öneriler cildinin insan hakları ihlalleriyle ilgili kısmını özetlemeye çalışacağım. Ciltteki 11 başlıktan biri olan bu bölüme yaklaşık 80 sayfa ayrılmış. Bu bölüm çeşitli insan hakları ihlallerine ayrılmış alt başlıklardan oluşuyor. Bu başlıklar şu şekilde sıralanmış: a) cinayetler, b) katliamlar, c) yargısız infazlar ve suikastlar ç) suikast teşebbüsleri, d) kaybedilmeler, e) hukuksuz gözaltılar, f) insan kaçırma, g) haraç, ğ) yağma, h) işkence, ı) cinsel şiddet, i) öldürme tehditleri, j) çocukların çatışmaya dahil edilmesi, k) zorla çalıştırma, l) hedefsiz saldırılar, m) mülkiyete saldırı, n) zorunlu göç, o) mahsur kalma, ö) topraklara el koyulması. Bu ihlallerin birçoğu birbiriyle ilişki biçimde gerçekleşmekte, bu yüzden aynı fiil birkaç başlık altına dahil edilebiliyor.

 

Cinayet

Hakikat Komisyonu raporuna göre Kolombiya’da 1985 ile 2018 arasındaki çatışma sürecinde 450.664 insan öldürüldü. Bu cinayetlerin neredeyse yarısı 1995-2004 yılları arasında gerçekleşti. Raporda, öldürülenlerin yüzde 90’ının sivil vatandaşlar olduğu belirtiliyor. Öldürülenlerin yüzde 91’i erkeklerden, yüzde 9’u kadınlardan oluşuyor. Öldürülenlerin yüzde 14’üyse reşit olmayanlardan, yani çocuklardan oluşuyor. Cinayetlerin yüzde 45’inden paramiliter gruplar sorumlu. Gerilla gruplarının sorumlu olduğu cinayetlerse toplam cinayetlerin yüzde 27’si oranında. Daha detaylı biçimde baktığımızda FARC-EP’nin belirtilen tarihler arasındaki cinayetlerin yüzde 21’inden, ELN’nin (Ulusal Kurtuluş Ordusu) yüzde 4’ünden, EPL (Halk Kurtuluş Ordusu) ve 1990 yılında silah bırakan M-19 (19 Nisan Hareketi) gibi diğer gerilla gruplarının da cinayetlerin yüzde 2’sinden sorumlu olduklarını görüyoruz. Devlet güçlerinin doğrudan sorumlu olduğu cinayetlerin oranıysa yüzde 12. Cinayetlerin yüzde 6’sından uyuşturucu kartelleri ve suç örgütleri gibi diğer gruplar sorumlu. Son olarak, cinayetlerin yüzde 9’unda sorumluluğun kime ait olduğu açık biçimde tespit edilememiş. Bu son kategoriye aktörler arasındaki çatışmalar sırasında ölen insanların da dâhil edildiği anlaşılıyor.

 

Katliam

En az üç kişinin öldürüldüğü saldırılar katliam olarak sınıflandırılıyor. 1959-2019 yılları arasında en az 4237 katliam gerçekleştiği tespit edilmiş. Bu saldırılarda toplam 24.600 insan öldürülmüş. 2020-2022 yılları arasında da 231 katliamın gerçekleştiği ve bu katliamlarda 877 insanın öldürüldüğü Indepaz (Instituto de estudios para el desarrollo y la paz-Kalkınma ve Barış Çalışmaları Enstitüsü) verilerine dayanılarak belirtilmiş.

 

Yargısız İnfaz, Suikast ve Suikast Girişimi

Yargısız infazların büyük kısmı güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilmiş. Bununla ilişkili Özel Barış Mahkemesi (JEP) yargılamalarına dair bir yazı yazmıştım.[1] Yargısız infazlarda en sık kullanılan yöntem infaz edilen sivillerin çatışmada öldürülmüş gibi gösterilmesi. 2002-2008 yılları arasında bu şekilde 6402 vatandaşın öldürüldüğü belirtiliyor. 1978-2016 yılları arasında da bu şekilde işlendiği bilinen 8208 cinayet kaydedilmiş fakat sayının daha yüksek olması olası.

 

Önceden belirlenen bir kişinin planlı biçimde öldürülmesi “suikast” olarak sınıflandırılmış. 1958-2021 yılları arasındaki çatışmalarda bu şekilde öldürülen 179.076 kişi tespit edilmiş. Bu cinayetlerin yüzde 35’inin sorumluları bilinmiyor. Sorumlusu bilinen cinayetlerin yüzde 64,6’sı paramiliterler tarafından, yüzde 24,6’sı gerilla grupları tarafından, yüzde 4,6’sıysa güvenlik güçleri tarafından işlenmiş. Bu türden cinayetlerde 1985 yılında kurulan sol parti Unión Patriótica’ya (Yurtsever Birlik–UP) yönelik soykırımın özellikle üstünde durulmuş. Devlet destekli paramiliter grupların saldırıları sonucu UP’nin 4171 üyesi öldürülmüş ve 1024 üyesi kaybedilmiştir. Bunun dışında UP sempatizanı olduğu gerekçesiyle de 445 kişi öldürülmüş ve 93 kişi kaybedilmiştir. UP’ye yönelen saldırılar Kolombiya’da yasal sol siyasetlerin büyük ölçüde zayıflamasına yol açmıştır.

 

Suikast girişimi konusunda Komisyon’un elinde yeterli veri olmadığı anlaşılıyor. Yine de suikast girişimleri ayrı bir altbaşlıkta kısaca incelenmiş. Burada özellikle suikast girişimleriyle yurtdışına göçmek zorunda kalan Kolombiyalılar arasındaki ilişkiye dikkat çekiliyor.

 

Kaybedilme

Kolombiya’da 1985 ve 2016 yılları arasında 121.768 kişinin kaybedildiği kaydedilmiş. Bu kişilerin yüzde 83’ünün erkek yüzde 17’sinin kadın oldukları raporda belirtiliyor. Kaybedilenlerin yüzde 23’ünün çocuklardan oluştuğu verisi de kamuoyuyla paylaşılmış. Bununla beraber, Komisyon çok sayıda kaydedilmeyen vaka olduğunu, bu yüzden de gerçek sayının 210.000 civarında olduğunun tahmin edilebileceğini belirtmiş. Vakaların yüzde 54’ünün sorumluları bilinmiyor. Sorumlusu bilinen kaybedilmelerin yüzde 52’sinin sorumluları paramiliter gruplar. FARC-EP’nin kaybedilme vakalarının yüzde 24’ünden, devlet görevlilerininse yüzde 8’inden sorumlu oldukları kaydedilmiş. Bununla beraber, vakaların yarısından fazlasının sorumluları belirsiz olsa da sorumlusu bilinmeyen bu kaybedilmelerin büyük çoğunluğunda sorumlunun paramiliter gruplar veya güvenlik güçleri olduğu öngörülebilir.

 

Hukuksuz Gözaltı

Hukuksuz gözaltılar, kişilerin gözaltına alınmalarını gerektirecek bir gerekçe olmadığı halde yapılan gözaltıları tanımlıyor. Bu vakaların çoğu kaydedilmiyor. Komisyon, vakalardan 831’ini tespit etmeyi başarmış. Bu gözaltıların yüzde 16’sında gözaltına alınan vatandaşlara işkence yapıldığı belirtiliyor. Bununla beraber, Yerlilerle İşbirliği Merkezi’nin (Cecoin) yalnızca Tolima bölgesinde 1974-1984 yılları arasında 280’den fazla yerli vatandaşın hukuksuz biçimde gözaltına alındığını kaydettiği görüldüğünde hukuksuz gözaltıların sayısının çok daha fazla olduğu anlaşılıyor.

 

İnsan Kaçırma

Kolombiya’da 1990 ile 2018 yılları arasındaki çatışmalarda 50.770 insan kaçırma vakası kaydedilmiş. Hakikat Komisyonu, rapor edilmeyen vakalar olduğu bilgisinden hareketle gerçek sayının 80.000 civarında olduğunu tahmin ediyor. Kaydedilen kaçırma vakalarının mağdurlarının yüzde 22’sinin kadın olduğu kaydedilmiş. Raporlara göre, kaçırılanların yüzde 13’ü çocuk. İnsan kaçırma vakalarının yüzde 71’inin sorumluları biliniyor. Bunların yüzde 40’ı FARC-EP tarafından, yüzde 20’si paramiliter gruplar tarafından, yüzde 19’uysa ELN tarafından gerçekleştirilmiş. “Diğerleri” kısmına aşırı sağcı eski başkan Uribe döneminde gerçekleşen paramiliter grupların silahsızlandırılma süreci sonrasında ortaya çıkan yapılanmalara “paramiliter” dememek için icat edilen “bacrim” (“suç örgütü” ibaresinin kısaltması) şeklinde tanımlanan örgütler de dahil. Özellikle büyük toprak sahiplerinin ve zengin iş insanlarının kaçırılarak fidye karşılığında serbest bırakılmaları 70’lerden bu yana gerilla örgütlerinin finansmanında önemli role sahipti. Özel Barış Mahkemesi 21, 22 ve 23 Haziran 2022 tarihlerinde, insan kaçırma vakalarıyla ilişkili olarak FARC’ın üst düzey komutanlarını dinledi. 10 saat 40 dakika uzunluğundaki ilk videoya aşağıdaki bağlantıdan erişilebilir.[2]

 

Haraç

Silahlı örgütlerin çeşitli gerekçelerle haraç toplamasının yaygın olduğu Kolombiya’da bu vakaların çoğu gizli kalıyor. Komisyon da yalnızca 824 haraç vakasını kayda geçirebilmiş. Haraç toplamanın sonradan daha büyük insan hakları ihlallerine yol açtığının da altı çizilmiş. Gerillaya haraç veren kişilerin gerilla destekçisi olmakla suçlanarak saldırıya uğraması veya paramiliterlere haraç veren kişilerin işbirlikçilikle suçlanarak saldırıya uğraması söz konusu olabiliyor. Devlet kontrolünden çıkan bölgelerde bölgeyi kontrol eden grupların vergi adı altında topladıkları kaynaklar da haraç olarak kabul edilmiş.

 

Yağma

Yağma vakaları da genellikle kaydedilmemekte. Komisyon, 751 yağma vakası kaydedebilmiş. Bunların yüzde 46’sı paramiliter gruplar, yüzde 33’ü gerilla örgütleri, yüzde 17’siyse güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilmiş. Paramiliterler ve güvenlik güçleri genellikle göçe zorlanan köylülerin geride bıraktıkları malları yağmalarken, gerilla örgütleri genellikle büyük toprak sahiplerinin ve bankaların mallarını yağmalamış.

 

İşkence

İşkence de kaydedilmesi güç insan hakları ihlallerinden. İşkence vakalarının büyük çoğunluğunun sorumlularının paramiliter gruplar ve güvenlik güçleri olduğu görülüyor. Gerilla gruplarıysa insan kaçırma vakalarının bazılarında işkenceye başvuruyor. Özellikle 90’larda devletin işkence uygulamalarının çok yaygın olduğu belirtilmiş.

 

Cinsel Şiddet

Cinsel şiddet vakalarının da önemli bir kısmı rapor edilmemiş. Kaydedilen 32.446 cinsel şiddet vakasının büyük çoğunluğu kırsal bölgelerde gerçekleşmiş. Vakaların yüzde 92’si kadınlara ve kız çocuklarına yönelik. Cinsel saldırıların büyük çoğunluğundan paramiliter grupların sorumlu olduğu görülüyor. Hamileliği yasaklayan FARC’ın gerçekleştirdiği zorunlu kürtaj operasyonları da cinsel şiddet başlığına dâhil edilmiş.

 

Öldürme Tehdidi

588.484 öldürme tehdidi vakası kayıtlara geçmiş. Bu tehditlerin birçoğunun zorunlu göçe sebep olduğu da görülüyor. Tehditlere rağmen bölgede kalmayı tercih eden kişilerin bu kez işkence ve cinsel şiddet gibi insan hakları ihlallerine maruz kaldıkları kaydedilmiş.

 

Çocukların Çatışmaya Dahli

Çocukların herhangi bir biçimde silahlı aktörler tarafından kullanılmaları bu başlığa dâhil ediliyor. 1990-2017 yılları arasında 16.238 vaka kaydedilmiş. Bunların yüzde 70’i erkek çocuklara yönelik. Komisyon gerçek sayının 30 bin civarında olduğunu tahmin ediyor. Vakaların yüzde 75’inin FARC’tan, yüzde 13’ünün paramiliterlerden, yüzde 9’ununsa ELN’den kaynaklandığı belirtilmiş. Kaydedilen mağdurların yüzde 43’ü 15 yaş altında.

 

Zorla Çalıştırma

Zorla çalıştırma Kolombiya’da tanınan bir insan hakkı ihlali değil. Buna dair işleyen bir yargılama veya tazminat süreci yok. Komisyon, 383 zorla çalıştırma vakası kaydetmiş. Zorla çalıştırmadan kastedilen silahlı grupların sivil vatandaşları çeşitli işlerde çalışmaya zorlaması (temizlik, yemek yapma, mal nakliyatı, tarımsal üretim, lojistik destek vs.). Zorunlu çalıştırma vakalarının bir kısmının cinsel şiddet içerdiği de not edilmiş.

 

Hedefsiz Saldırı

Bu başlıkta mayın döşeme, bombalı saldırı, hava kuvvetlerinin saldırıları gibi olaylar inceleniyor. Mayın ve bombalı saldırı vakalarının çoğundan gerilla gruplarının sorumlu olduğu belirtilmiş.

 

Mülkiyete Saldırı

1985-2021 yılları arasında bu türden 21.197 vaka kaydedilmiş. Yalnızca özel mülkiyete saldırı olayları değil, okul vb. kamu binalarına yönelik saldırılar da bu başlık altında kaydedilmiş.

 

Zorunlu Göç

Kolombiya, Suriye’den sonra dünyada en fazla zorunlu iç göç vakası yaşanan ikinci ülke. Zorunlu göç mağdurlarının toplam sayısı 8.273.562 olarak kaydedilmiş. Zorunlu göç mağdurlarının yüzde 52’si kadın. Vakaların yüzde 67’sinin sorumluları bilinmiyor fakat bu şekilde boşaltılan toprakların çokuluslu şirketler ve büyük toprak sahipleri tarafından ucuza satın alındıkları biliniyor. Topraklara el koyulması başlığında bu konuya tekrar değiniliyor.

 

Mahsur Kalma

Özellikle kırsal bölgelerde, yaşadıkları köyü veya evi terk edemeyen vatandaşların maruz kaldıkları insan hakları ihlalleri bu başlıkta toplanıyor. Bu vakaların da çoğu kaydedilmiyor, kayıtlı 807 vaka var. Bu türden ihlaller genellikle siyahların ve yerlilerin yaşadıkları kırsal bölgelerde gerçekleşiyor.

 

Topraklara El Koyma

Göçe zorlanan köylülerin topraklarına el koyulması Kolombiya’nın büyük sorunlarından biri. 2011 tarihinde çıkarılan 1448 sayılı Toprakların İadesi Yasası bu şekilde el koyulan toprakların köylülere iade edilmesini hedefliyor fakat özellikle çoğu köylünün tapu belgesine sahip olmaması dolayısıyla iade süreci sorunlu bir hal alıyor. 2013 yılı itibariyle 537.503 ailenin bu şekilde topraksızlaştırıldığı görülüyor. Paramiliter gruplar, uyuşturucu kartelleri, gerilla örgütleri, maden şirketleri, enerji şirketleri veya büyük ölçekte hayvancılık yapan kişilerin boşaltılan topraklara hâkim olduğu vakalar var.

 

Değerlendirme

Kolombiya’da gerçekleşen insan hakları ihlallerinin korkunç boyutlara ulaştığı görülüyor. Aslında bu yalnızca mevcut çatışma dönemiyle sınırlı değil. 1946-1958 İç Savaşı sırasında da en az 200.000 insanın öldürüldüğü ve 2 milyondan fazla insanın göçe zorlandığı belirtiliyor. Cinayet, katliam, zorunlu göç, insan kaçırma, cinsel şiddet gibi insan hakları ihlalleri çok uzun zamandır Kolombiya’da, özellikle kırsal bölgelerde, hayatın bir parçası olmuş durumda. Ne yazık ki tüm çabalara rağmen insan hakları ihlallerinin çoğunun failleri cezasız kalıyor. Bu durumda yargının bağımsız olmayışının etkisi büyük. Komisyon da bu yüzden çeşitli yargı reformları öneriyor ama onlara bu yazıda değinemeyeceğim.

 

Her ne kadar ben bu kısa özet yazısında sayıları belirtmekle sınırlı kalsam da Komisyon hazırladığı rapor her başlıkta tanıklıklardan birkaç alıntıya yer veriyor. Bu sayıların her birinin ardında hikayesi olan bir insanın bulunduğunun akıldan çıkmaması adına böyle bir yol izlenmiş. Örneğin, cinsel şiddet bölümü cinsel saldırıya uğrayan bir kadının tanıklığından alıntılarla başlıyor. Yüz binlerle, hatta zorunlu göç gibi vakalarda milyonlarla ifade edilen her mağduriyetin ardında böyle birer hikâye olduğu bilinerek sayılara tekrar bakılması savaşın yarattığı yıkımın kavranmasına da yardımcı oluyor.

 

Çok sayıda insanı doğrudan etkileyen çatışma süreci sonrasında barış inşa edebilmek kolay bir iş değil. Yalnızca hukuki, siyasal ve ekonomik reformlarla bu sürecin üstesinden gelmek güç. Şiddetin doğallaştığı bir çatışma kültürünün tamamen dönüştürülmesi gerekiyor. Şu aşamada Kolombiya’da toplumsal barışın tesis edilebilmesi için yapılması gereken çok şey var. Yine de Komisyon’un bu raporu hazırlayabilmiş olması bundan sonra atılabilecek adımlara dair de umut veriyor. Büyük emek harcanarak hazırlandığı görülen bu rapor umarım Türkiye’de de her yönüyle tartışılır.

 

Görsel: @ComisionVerdadC

 

[1] Serhat Tutkal (2022) “Kolombiya Özel Barış Mahkemesi’nde askerler konuşuyor: Kardeşiniz vahşice öldürüldü, ben öldürdüm”, https://kisadalga.net/yazar/kolombiya-ozel-baris-mahkemesinde-askerler-konusuyor-kardesiniz-vahsice-olduruldu-ben-oldurdum_29255, [Erişim Tarihi, Temmuz 2022].

[2] JEP Colombia (2022) “Audiencia de Reconocimiento Caso 01”, https://www.youtube.com/watch?v=KckiSIEZRcY, [Erişim Tarihi, Temmuz 2022].

Meksika Koleji'nde (Colmex) doktora sonrası araştırmacı. Kolombiya'da devlet şiddetinin meşrulaştırılması ve gayrimeşrulaştırılması üzerine yazdığı tezle Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nin Beşeri ve Sosyal Bilimler doktora programından, Ernst Bloch ve kurtuluş teolojisi üzerine yazdığı tezle Ankara Üniversitesi Siyaset Bilimi yüksek lisans programından mezun oldu. Siyasal şiddet üzerine çalışıyor.

©2021  blog.insanhaklariokulu.org.
Tüm hakları saklıdır.

web tasarım: mare.design

E-bültenimize abone olarak duyurularımızdan haberdar olabilirsiniz.

Yayınlanan yazıların içerikleri sadece yazarların sorumluluğu altındadır ve Hollanda Büyükelçiliği ve /veya KAGED’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.