Yurttaşlığın Yeni Gündem(ler)i Üzerine Düşünmek ve Tartışmak

Türkiye’de Anayasa’da güvence altına alınmış birçok temel hak ve özgürlük bakımından hakların özüne dokunacak biçimde fiilen kullanımının engellendiği bir dönemin içindeyiz. Yurttaşlık statüsünün hem insanların siyasal topluluğa hak ve özgürlükleriyle dahil olmasını ifade eden anlamıyla hem de egemenlik aygıtlarının dönüşümündeki konumu bakımından; dolayısıyla hem içerme hem dışlama anlamlarıyla insan hakları bağlamında yeniden bir tartışma zemini olarak inşasının kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle İnsan Hakları Okulu: Blog’da bu tartışma zeminini hep birlikte yaratabilmeyi umuyoruz.

 

Bir statü, kimlik ve üyelik olarak yurttaşlığın Antik Yunan ve Roma’yla başlayan bir ön tarihi bulunmakla birlikte modern yurttaşlık, siyasal modernitenin bir “icat”ı. Söz konusu “icat”, bireylerin politik topluluğa aidiyetini ve bu çerçevede başta siyasal iktidarın kullanımına katılma hakkı olmak üzere çeşitli hakları ve görevleri ifade ediyor. İçerme ve dışlamaya yönelik ikili bir boyutu var. Yurttaş ve yabancı arasına sınır koyuyor. Söz konusu sınır, sabit değil değişken; zaman ve mekânda farklılıklar gösteriyor ve dönüşüyor. Tarihsel süreçte bir yandan içinde yer aldığı siyasal-kültürel bağlama, diğer yandan da farklı kesimlerin hak talepleri ve tanınma mücadelelerinin kazanımlarına bağlı olarak yurttaşlık, yeni anlamlar kazanıyor; politik düzlemden, toplumsal ve kültürel düzleme doğru derinleşiyor ve çeşitleniyor.

 

Yurttaşlık, Antikiteden bu yana çeşitli boyutlarıyla tartışılan bir mesele olmakla birlikte, Yurttaşlık Çalışmaları’nın bağımsız bir disiplin olarak ortaya çıkması görece yeni. 2000’li yıllar ise, Eleştirel Yurttaşlık Çalışmaları’nın (Critical Citizenship Studies) hem kuramsal hem de ampirik çalışmalarla büyük bir gelişme kaydettiği bir dönem. İnterdisipliner bir nitelik taşıyan Eleştirel Yurttaşlık Çalışmaları, devlet merkezli ve statü odaklı yurttaşlık anlayışını sorgulayarak politik özneleşme süreç(lerine) ve bu çerçevede siyasetin genişleyen anlamı ve icrası konularında farklı boyutlar getiriyor; evrensel yurttaşlık idealinin eşitlik anlayışını yeni eşitsizlik biçimlerini ve mekanizmalarını da dikkate alarak sorguluyor. Yine bu çalışmalar, yurttaşlık edimlerini merkeze alarak, yurttaşlığı performatif bir alan olarak kurguluyor; gündelik yaşamda nasıl deneyimlendiği ve icra edildiği üzerinde duruyor.

 

İnsan Hakları Okulu: Blog’da Balibar’ın ifadesiyle “tamamlanmamış”, dolayısıyla dinamik bir inşa süreci olan yurttaşlığı dinamik ve verimli bir zeminde tartışmak istiyoruz. Amacımız, Eleştirel Yurttaşlık Çalışmaları alanının da gündeme getirdiği yeni sorunsallar, aktörler, meseleler temelinde yurttaşlığın genişleyen ve çeşitlenen ajandasına yönelik hem kuramsal hem de ampirik çalışmalara yer veren bir tartışma ortamı sağlamak. Bu çerçevede tartışmayı farklı disiplinlerin yurttaşlık meselesine ilişkin kavramsal, kuramsal ve yöntembilimsel tercihlerini gündeme getiren ve sorgulayan yazılarla zenginleştirmek istiyoruz. Niyetimiz, yola ilk olarak yurttaşlık meselesini/çalışmalarını masaya yatıran teorik tartışmalarla çıkmak, akabinde de bu tartışmaları Türkiye özelinde ele almak.

 

Bu çerçevede Ekim ve Kasım 2023’te “Nedir Bu Yurttaşlık?” sorusuna yanıt ararken, Aralık’ta “Yurttaşlığın Krizi”ni tartışmak, 2024 içinde bu düşünme ve tartışma pratiğini neoliberalizm, toplumsal cinsiyet rejimleri, bir beden olarak yurttaş, duygular ve yurttaşlık, göç ve yurttaşlık gibi temel kavramlar üzerinden genişletmek istiyoruz.

 

Yazılarınızı bekliyoruz…

 

GÖRSEL: EDEL RODRIGUEZ, STRANGERS

©2021  blog.insanhaklariokulu.org.
Tüm hakları saklıdır.

web tasarım: mare.design

E-bültenimize abone olarak duyurularımızdan haberdar olabilirsiniz.

Yayınlanan yazıların içerikleri sadece yazarların sorumluluğu altındadır ve Hollanda Büyükelçiliği ve /veya KAGED’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.