Göç Distopyası II: Distopik İzolasyon

Daha önce “Göç Distopyası[1]” yazımızda göçün uluslararası yönetiminin “yeni” yöntemlerine değinmiştik. Bıraktığımız yerden kimi güncellemeler ve akıl almayan kimi “yeni” örneklerle devam ederken, bu serinin üçüncüsüne gerek kalmamasını da diliyor olalım…

 

Açık denizde yüzen bir ada mı, denizin dibine batsın istenen bir toplama kampı mı: Bhasan Char Adası II

 

İlk yazımızda ele aldığımız, Bangladeş’teki Rohinyalı mülteciler için kurulan Bhasan Char Adası yerleşim bölgesine ilişkin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) kamuoyuyla paylaştığı güncel verilere göre[2], adaya şu an 27 bin kişi taşınmış durumda ve Bangladeş Hükümeti 100 bin kişiyi daha taşımayı planlıyor. Birleşmiş Milletler (BM) adına sürecin lokomotifliğini yürüten UNHCR ve Bangladeş Hükümeti arasında Ekim 2021’de imzalanan anlaşmaya göre BM, Bangladeş Hükümetinin politika ve önceliklerine uyum içerisinde olmak üzere adaya yerleştirilen Rohinyalı mültecilerin temel insani ihtiyaçlarından sorumlu olacak. UNHCR, bu bağlamda ihtiyaç duyulacak yıllık bütçenin 24.1 Milyon Amerikan Doları olduğunu duyurdu.

 

Özellikle Cox’s Bazaar’da kurulu ana kampların kapasiteleri üzerindeki toplam nüfus, kamplarda artan şiddet, madde bağımlılığı ve huzursuzluk, temel hizmetlerin yetersiz kalması gibi sebepler Rohinyalı mültecilerin Bhasan Char Adasına taşınmaları için meşruiyet zemini olarak gösterilse de Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) bu projeyi tam bir “uluslararası beceriksizlik” olarak tanımlıyor[3]. MSF, Bhasan Char Adası yerleşimine ilişkin tıbbi kaygılarını da paylaşıyor:

  1. Ana karaya 3 saatlik deniz yolculuğu gerektiren Ada’da acil durumlarda hasta nakli,
  2. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin karşılanacağı sözü verilen Ada’da gerekli hallerde ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin olmaması,
  3. Kronik hastalıklar nedeniyle takip ve ilaç kullanımı gerektiren hastalara ilişkin protokollerin muğlak olması ve benzeri kaygılarına ilaveten, MSF Bhasan Char Adası projesinin çok uzamış bir mülteci krizine dair uluslararası kamuoyunun sağlıklı bir çözüm üretememe beceriksizliğinin bir sonucu olduğunu belirtiyor.

 

Cox’s Bazaar kamplarında ve Bhasan Char Adasındaki mültecilere hizmet veren çeşitli sivil toplum kurumlarının (STK) çalışanları ile yapılan görüşmelerde ise, STK çalışanları her iki tablonun da Rohinyalı mülteciler için bir çözüm sunmadığı, hizmet verenler olarak kendilerini bir arafta hissettiklerini bildiriyorlar[4].

 

Batının göç arka bahçesi Rwanda… II

 

Yine birinci yazıda ayrıntılı ele aldığımız, İngiltere’nin düzensiz göçmenleri insan hakları karnesi pek parlak olmayan Rwanda’da yaptıracağı göçmen kamplarına yerleştirme projesi hem İngiltere yurttaşlarının hem de uluslararası kamuoyunun baskıları ile şimdilik rafa kaldırılmış görünüyor. Şöyle ki, “Stop the Rwanda flights” kampanyası hakikaten etkili olmuş olmalı ki, İngiltere’nin bir hayli yüksek meblağlarla anlaştığı havayolu şirketi, düzensiz göçmenleri Rwanda’ya taşımayı son anda reddetti[5]. Bu da aslında sivil toplumun örgütlü gücünün hâlâ etkili olduğuna dair son derece iyi bir örnek.

 

Evet, İngiltere’deki düzensiz göçmenler ve/veya sığınmacılar henüz Rwanda’ya gönderilmiyor. Ancak distopik tahayyül tükenmiş değil… İngiltere, 18-65 yaş arasındaki erkek sığınmacılar için yine çok “inovatif” bir yöntem ile karşımızda: Üç kat yüksekliğinde, 222 adet tek kişilik kabinden oluşan ama normal kapasitesinin üzerinde toplam 500 kişiyi barındıracak olan, içinde spor salonu, oyun odaları, televizyon odalarının da olacağı bir tanıtım broşürü eşliğinde dünya kamuoyuyla paylaşılan Bibby Stockholm gemisi denize açılıyor.[6] Son 30 yıldır gemi ve inşaat işçilerine, kimi zaman da evsizlere barınak olarak temin edilmiş bu gemi Portland açıklarında yüzecek, belirtilene göre gün içinde belirli saatlerde ve özel izinlerle karaya çıkma hakkı olacak olan sığınmacılar, statülerine ilişkin en fazla 6 ay boyunca bu gemide barınıyor olacaklar. Başta temel sağlık hizmetlerinden yoksun olan bu gemi, yüzen bir hapishane mahiyetinde, yine sivil toplum örgütleri ve aktivistler tarafından ciddi anlamda protesto ediliyor olsa da, İngiltere Hükümeti iç kamuoyunu rahatlatmanın yolunu bulmuş görünüyor: Bu “yeni” çözüm, yurttaşlar için daha az vergi yükü yaratıyor…

 

Tam bu noktada, İngiltere’nin göçün bu “yeni” distopik “inovatif” projelerine küresel katkısını es geçmeyelim. İngiliz Hükümeti, Rohinyalı mülteciler için Bangladeş Hükümetinin temel destekleyicilerinden biri olageldi. Mart 2022’ye dek toplamda 330 milyon Pound tutarında destek sunan İngiltere, Bangladeş Hükümetinin Bhasan Char Adası projesi için de ayrıca desteğini sunmak üzere yıllık desteğini 9 milyon Pound arttırdığını duyurdu[7]

 

Göçe ilişkin “inovasyonun” yansımaları…

 

Göçün küresel ölçekte yönetiminin izleyedurduğu yolun bir hayli kaygılandırıcı olması yetmiyor gibi, ne yazık ki başka alanlarda da yansımaları peydahlanır oldu. Honduras hükümeti, ülkesindeki çete suçluları için Western Hemisphere’deki bir adada izole bir cezaevi inşa edeceğini duyurdu. Honduras Devlet Başkanı Xiomara Castro’nun açıkladığı bu plana göre, ana karaya 155 mil uzaklığında olan Islas del Cisne archipelago Adasında 2 bin çete suçlusu izole edilecek.[8] Bir anlamda bakıldığında, özellikle de Latin Amerika tarihinde adalarda izole olan hapishanelerin ilki bu olmayacak. Daha önce de pek çok filme ve romana konu olan benzeri hapishaneler Brezilya, Şili, Kolombiya, Kosta Rika ve Meksika’da bir hayli yaygınken, sonuncusu 2019 yılında Meksika’da kapanmıştı.

 

Bizim buralar…

 

İlk yazımızda ele aldığımız Avrupa Birliği ve Türkiye başlıklarına başka bir yazıda ayrıca değinmek üzere burada ele almadım. Malum, Akdeniz’de göçmen ölümleri her geçen gün artarken, uluslararası kamuoyu 5 Pakistanlı insan kaçakçısını tutuklamak ve iş birliği için Pakistan hükümetine teşekkür etmek suretiyle kendini aklamış zannediyor. Bu sanrı ve yarattığı hazin sonuçlarla ilgili yazı yayınlanana dek, can yakıcı güncel verilere göz atmak isteyenler için bir kaynak bırakıyorum: MIGRATION WITHIN THE MEDITERRANEAN.

 

Bir de yeni distopik izolasyon yöntemleri ana karalarda değil de denizlerimizde kurgulanırken eski korsanların tüccarlara sattığı bir kölenin çağrısını; bir Bob Marley bestesi olan, ama Ankara doğumlu oluşuna torpille bu sefer Joe Strummer’dan bir özgürlük şarkısı bırakalım değerli okuyucuya;

 

“Bu özgürlük şarkısına sen de katılmayacak mısın?
Çünkü sahip olduğum tek şey kefaret şarkılarım,
sahip olduğum tek şey özgürlük şarkılarım” …

[1] Arpat, Hande, Göç Distopyası, https://blog.insanhaklariokulu.org/goc-distopyasi/

[2] Reliefweb; WFP on Bhasan Char, https://reliefweb.int/report/bangladesh/wfp-bhasan-char

[3] MSF; Rohingya crisis: “Refugees face an uncertain future on Bhasan Char Island” https://msf.org.uk/article/rohingya-crisis-refugees-face-uncertain-future-bhasan-char-island

[4] The New Humanitarian; Q&A: The aid policy ‘limbo’ on Bangladesh’s refugee island https://www.thenewhumanitarian.org/interview/2022/04/05/aid-policy-limbo-bangladesh-refugee-island-bhasan-char

[5] Airline Quits British Plan to Deport Asylum Seekers to Rwanda https://www.nytimes.com/2022/10/22/world/europe/uk-rwanda-asylum-charter-airline.html

[6] BBC; What will life be like on the UK’s first migrant barge? https://www.bbc.com/news/uk-england-dorset-66099583

[7] 2022 Rohingya Joint Response Plan: UK statement https://www.gov.uk/government/speeches/2022-rohingya-joint-response-plan-uk-statement

[8] Honduras wants to build West’s only island prison colony and lock gangsters inside https://apnews.com/article/honduras-island-prison-xiomara-castro-environment-gangs-bukele-b4c0103fa4e420694535fb5e15b3a7c3

Doktor. 2014-2018 Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi. Uzun zamandır göçmen sağlığı alanında hizmet veriyor.

©2021  blog.insanhaklariokulu.org.
Tüm hakları saklıdır.

web tasarım: mare.design

E-bültenimize abone olarak duyurularımızdan haberdar olabilirsiniz.

Yayınlanan yazıların içerikleri sadece yazarların sorumluluğu altındadır ve Hollanda Büyükelçiliği ve /veya KAGED’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.