Otomatikleşmiş Karar Verme, İdare Hukuku ve Sosyoekonomik Hakların Kesişim Noktasındaki Sorular: Kenya’da Hesaplı Konuta Erişim Örneği

Çok sayıda Afrika hükümetinin otomatikleşmiş karar vermeyi (OKV) temel haklara etki eden süreçlere entegre etmeye başlaması, hukukun çeşitli alanlarının OKV ile ne türden etkileşime gireceğine ilişkin bir dizi ilginç soruya mahal verdi. Bugüne  kadar OKV’ye ilişkin en doğrudan düzenlemeler, Kenya Veri Koruma Yasası (KVKY) gibi veri koruma mevzuatı üzerinden hayata geçiriliyordu. Ancak otomatikleşmiş kararlar idare hukukunu ve idari işleme ilişkin anayasal olarak korunan hakları da ilgilendiriyor.  Otomatikleşmiş kararların, hükümetlerin temel haklardan faydalanılması için kullanmayı seçtikleri sürecin bir bölümünü oluşturduğu durumlarda, özellikle de birden fazla hak söz konusu olduğunda, karmaşa bir seviye daha derinleşiyor. Dolayısıyla, OKV, veri koruma yasaları, idare hukuku ve Anayasa hukukunun ortaklıklarının anlaşılması, hem hükümetlerin belirli temel hakları ne ölçüde kullandırdıklarının hem de hükümetlerin ve bireylerin, OKV teknolojilerinden ne ölçüde faydalandıklarının değerlendirilmesinde giderek daha fazla önem kazanacak.

 

Kenya hükümetinin, Anayasanın 43(1)(b) Maddesiyle güvence altına alınan erişilebilir ve hesaplı konut hakkından faydalanılması için OKV’nin kullanılmasına dayanan iddialı Hesaplı Konut Programı (HKP), bu duruma açık bir örnek teşkil etmektedir.[1] Hükümetin Kenya’daki hesaplı konut sayısı sıkıntısına yanıt olarak geliştirdiği ve sözde Büyük Dörtlü Gündem adı altında duyurduğu başlıca hedeflerinden biri, 2022 yılına kadar Kenyalılara en az 500.000 hesaplı konut sunulması oldu.  Bu hedefe ulaşılması amacıyla gerçekleştirilen çalışmalardan bir diğeri de, konut başvurularının işlenmesi için yerinde bir biçimde BomaYangu olarak adlandırılan –“boma yangu” kiSwahili dilinde “evim” demektir– bir ulusal konut portalı geliştirmek oldu.  Buna göre, BomaYangu “tamamen otomatikleşmiş” olduğu öne sürülen bir kredi ve risk karar sisteminin (KRK Sistemi) uygulanmasını da içeren daha geniş kapsamlı bir sistemin parçası olarak işlemektedir.[2]

 

KRK Sistemi, diğer işlemlerin yanı sıra, bağımsız olarak kredi profili oluşturmak için cihaz metaverisi, psikometrik profil verisi, sosyal ağlardan ve e-postadan, telekom ve kamu hizmeti tedarikçilerinden ve kredi kuruluşlarından veri toplamaktadır. KRK Sistemi’nin geliştirdiği profillere dayanan kredi kontrol aşamasını “geçemeyen” hesaplı konut başvurusu sahipleri elenmektedir.  Bu durum, veri öznelerinin OKV’ye tabi kılınmaması özelinde VKY’nin 35(1) bölümünde belirtilen ve veri öznelerinin KRK Sistemi’nin işleyişinin açıkça -ve kasten- bir türü olan “fişleme”ye varan OKV dahil olmak üzere yasal etkiler doğuran veya veri öznesini önemli derecede etkileyen genel hakkını işaret etmektedir.

 

VKY’nin 35(2) bölümünde veri öznesinin rızasının olması durumunda OKV kullanımına izin verilmesi gibi 35(1) bölümünde belirtilen genel kuralın istisnaları bulunsa da 35(3) bölümü veri kontrolörlerine ve işleyicilere bir dizi yükümlülük dayatmaktadır. Veri öznesine, kararın yalnızca otomatikleşmiş işleme temelinde verildiğinin ve bildirimin alınmasının üstünden makul bir süre geçmesinin ardından veri öznesinin, veri kontrolörü veya veri işleyicisinden kararın yeniden gözden geçirilmesini ya da yalnızca otomatikleşmiş işlem temelinde olmamak kaydıyla yeni bir karar alınmasını talep edebileceğinin yazılı olarak bildirilmesi örneğinde olduğu gibi. Veri kontrolörü veya veri işleyicisi, bölüm 35(3)’e istinaden bir talep alması durumunda, veri öznesinin temin ettiği makul bilgileri dahil ederek talebi değerlendirmek, talebin gereklerini yerine getirmek ve veri öznesini, talebin yerine getirilmesi için atılan adımlar ve talebin yerine getirilmesinin sonuçlarıyla ilgili yazılı olarak bilgilendirmek zorundadır.

 

Ayrıca, temel haklar açısından bakıldığında, HKP’nin erişilebilir ve yeterli barınma hakkının kullanılmasını amaçladığı açıktır ve bu doğrultuda, programın uygulanmasının her adımının bu hakkın son kertede ne ölçüde kullanılabildiğine etki edebilir. Ancak uygulamadan başka haklar da etkilenmektedir.  Örneğin, “bu türden işlemin öznesi olan herhangi bir kimsenin yasal haklarına veya çıkarlarına etki eden herhangi bir kişi, kurum veya makamın işlemi, ihmali veya kararı” bakımından Adil İdari İşlem Yasası (Aİİ Yasası) ve Anayasa bağlamında “idari işlem” teşkil eden KRK Sistemi, işleyişi bakımından, Kenya Anayasası’nın 47. Maddesiyle koruma altına alınan adil idari işlem hakkını ve bu hakkın kullandırılması için kabul edilen Aİİ Yasasını da ilgilendirmektedir. Basitçe ifade edilecek olursa, KRK Sistemi tartışmalı bir şekilde, erişilebilir ve yeterli konut hakkının kullanılmasını amaçlayan daha geniş kapsamlı bir politika çerçevesine katkı sunan idari kararlar da vermektedir. Dolayısıyla, KRK Sistemi’nin işleyiş şekli Anayasa hukuku bakımından incelemeye açık olma potansiyeli taşımanın yanı sıra idare hukukunun maddi ve usule ilişkin yasalarına da tabidir.[3]

 

KRK Sistemi’nin işleyişi, Anayasa’nın 27. Maddesiyle güvence altına alınan eşitlik hakkı ve ayrımcılığa uğramama hakkını bireylerin erişilebilir ve yeterli konut hakkından tam kapsamlı ve eşit ölçüde yararlanmasını engellediği ölçüde ilgilendirmektedir. Bu açıdan, KRK Sistemi’nin işleyişini destekleyen algoritmaların, örneğin cinsiyet ayrımcılığı veya ırk, yaş, medeni hal gibi anayasal güvence altında bulunan başka herhangi bir unsur temelinde ayrımcılık ortaya çıkarması durumunda, idari veya diğer türden yasal hak ve rücular devreye girmektedir. Aynı mantık, Anayasanın sırasıyla 31. ve 46. Maddeleriyle güvence altına alınan gizlilik hakkı ve müşteri hakları için de geçerlidir. KRK Sistemi’nin işleyişi fişlemenin bir türünü teşkil ettiğinden, bu durum büyük önem taşımaktadır.

 

Son olarak, vatandaşların Anayasanın 35. Maddesiyle güvence altına alınan bilgiye erişim hakkı da vatandaşlara, yukarıda ele alınan haklardan herhangi birinin kullandırılması veya korunması için gerekli olan KRK Sistemi’yle ilişkili olarak, kamu veya özel sektörün elinde bulunan bilgilere erişim hakkının tanınması bakımından konuyla ilişkilidir. Bilgiye Erişim Yasası ve VKY bu hakkın kullanılması için gereken maddi ve usule ilişkin yasaları içermektedir. Vatandaşların bilgiye erişim hakkının konuyla ilgili olmasının bir diğer nedeni, her bireyin, kendisine etkisi bulunan hatalı veya yanıltıcı bilgilerin düzeltilmesini veya silinmesini talep etme hakkı bulunmasıdır. KRK Sistemi kredi profillerinin geliştirilmesinde bir dizi farklı veri kaynağı kullandığından ve bu süreçte hatalı veya yanıltıcı verilerin kullanılması kuvvetle muhtemel olduğundan, bu durum bilhassa önem taşımaktadır.

 

Yukarıda sunulan açıklama ve analiz, OKV’nin temel haklardan faydalanılmasını sağlamak veya daha genel anlamda kamu hizmetlerinin sunulmasını kolaylaştırılmak için kullanımının ortaya çıkarması muhtemel geniş kapsamlı sorulara ilişkin ilk fikirlere dair bir çerçevedir. Halihazırda temel hakların korunması görevini başarıyla yerine getirmeye uygun olmasının, muhtemel mevcut yasal çerçevelerin uygulanmaması durumunda, OKV sistemlerinin işleyiş şeklinin temel haklardan faydalanılmasını engelleme ihtimali bulunmaktadır. Dahası, OKV teknolojilerinin geliştirilme şekillerinin çevresindeki belirsizlikler ve genellikle kullanılan teknolojilerin karmaşıklık düzeyi göz önünde bulundurulmalıdır. Zira, OKV sistemlerinin ilgili bilgiye erişim sağlanması odaklı çabalar olmaksızın, ne ölçüde yasalarla uyumlu olduklarının (veya olmadıklarının) değerlendirmesinde ve karmaşık OKV sistemlerinin sonuçlarının kapsamlı şekilde değerlendirilmesi için ihtiyaç duyulan (genellikle büyük özen gerektiren) çalışmaların hayata geçirilmesinde zorluklarla karşılaşılması muhtemeldir. Dolayısıyla, OKV sistemlerinin, bu dışlayıcı etkilere (veya bu etkilerin boyutuna) ilişkin genel bilgi olmaksızın dışlayıcı şekillerde işlemesi, endişe verici bir ihtimal olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

OKV ve ilgili teknolojik gelişmelerdeki ilerlemenin hızına ayak uydurabilmek için mevcut yasal çerçevelerin geliştirilmesi gerekiyor da olabilir.  OKV’nin kaydettiği ilerlemenin arka planını bu bağlamda anlayabiliriz. Yani, bu sistemlerin uygulanmasına, maliyetten tasarruf etme yetisi ve hizmet sunumunda verimlilik kazanımı sunma potansiyeli sebebiyle yönelinmiştir. Örneğin, VKY’nin 35. Maddesiyle güvence altına alınan haklar gibi hakların öne sürülmesi, OKV sistemlerinin kullanılmasındaki başlıca amaçla çatışabilir. Bunu, temel haklara ilişkin davalar açılması ve KRK Sistemi gibi uygulamaların fiili ve potansiyel etkilerinin kapsamlı şekilde değerlendirilebilmesi için veri koruma etki değerlendirmelerinin yapılması suretiyle mevcut yasal çerçevelerin halihazırdaki gibi uygulanmaya devam edilmesi halinde ortaya çıkacak maliyet ve verimsizlikler özelinde görebiliriz.

 

Bu makalenin yanıt sunmaktan ziyade yeni sorular sorması muhtemel olup, ümit edilen konuya ilginin artmasını teşvik etmesidir. OKV’nin temel haklara ve kamu hizmetlerinden faydalanılmasına dair süreçlerde kullanımı gelecekte daha da yaygınlaşacak. Titiz çalışmalardan oluşan kapsamlı bir literatür bu süreçten azami verimin elde edilmesini sağlayacaktır.

 

Çev: Virtus Çeviri

 

GÖRSEL: @HousingUrbanKE

 

BU YAZI DAHA ÖNCE AFRICLAW TARAFINDAN İNGİLİZCE OLARAK YAYIMLANMIŞTIR.The Conversation

 

[1] Bu ve incelediğim ilgili örnekler, Fola Adeleke ve Gabriella Razzano’yla hazırladığımız ve önümüzdeki aylarda kamunun erişimine açılacak “Algoritmalar ve İdari Adalet: Afrika OKV Uygulamalarının İncelemesi” başlıklı raporda irdelenmektedir.

[2] HKP’nin bir bütün olarak işleyişine ilişkin daha detaylı bir açıklama, Adeleke, Beyleveld ve Razzano (n 1)’de verilmektedir.

[3] Adeleke, Beyleveld ve Razzano’da (n 1) öne sürüldüğü üzere, KRK Sisteminin uygulanmasının özel sektöre sevk edilmesi halinde bile durum böyle olmayı sürdürecektir.

Hukuk, ekonomi ve politika uzmanı Alexander Beyleveld’in kamu, uluslararası kamu, özel sektör, STK ve akademi sektörlerinde deneyimi bulunmaktadır. Doktorasını Bern Üniversitesi’nin Dünya Ticaret Enstitüsü’ndeki Ekonomik Küreselleşme ve Entegrasyon Lisansüstü Birimi’nde tamamlayan Alex, avukat olarak kayıtlı olduğu Güney Afrika Yüksek Mahkemesi’nde görev yapmakta ve Mandela Enstitüsü’nde (Wits Hukuk Fakültesi) kıdemli araştırmacı olarak çalışmaktadır. Alex çalışmalarında ağırlıklı olarak ekonomi hukuku (uluslararası ticaret, rekabet ve vergilendirme başta olmak üzere), ekonomik kalkınma odaklı teknoloji ve kamu politikası, eşitsizlik ve içerme konularına odaklanmaktadır.

©2021  blog.insanhaklariokulu.org.
Tüm hakları saklıdır.

web tasarım: mare.design

E-bültenimize abone olarak duyurularımızdan haberdar olabilirsiniz.

Yayınlanan yazıların içerikleri sadece yazarların sorumluluğu altındadır ve Hollanda Büyükelçiliği ve /veya KAGED’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.